top of page

 

Pandemi Sürecinde Sanat Alanındaki Dayanışma Pratikleri ve Örgütlenme Üzerine Bazı Saptamalar

​

Aralık 2020

​

Ä°çinde bulunduÄŸumuz yılın ilk yarısında yaÅŸadığımız pandemi süreci, bütünüyle kültürel-sanatsal üretim ve düÅŸünsel faaliyetlerimizi dönüÅŸtürdü, deÄŸiÅŸmeye zorladı ve zorlamaya devam ediyor. Özellikle pandemide güvencesizlik konusunda sıklıkla bahsedilen ve tartışma yaratan alanların başında sanat alanının olduÄŸunu söylemek yanlış olmayacaktır. Sanat alanında yeni koÅŸullara özgü dayanışma pratikleri ve örgütlenmeye dair halihazırdaki konuÅŸmalar hararetle devam ederken, yeni sorular da ortaya çıkmaktadır. Sanat alanı içinde hissedilen tekinsiz ve öngörülemez bir gelecekle baÅŸ edebilmenin yönteminin yaratıcılıkla yeni alanlar açmak olduÄŸu görülmektedir. Bir yandan az sayıda sanatçının bir araya gelerek oluÅŸturduÄŸu küçük gruplar içinde üretim pratikleri deneyimlenirken, diÄŸer yandan bugüne dek daha naif bir biçimde dillendirilmiÅŸ dayanışma pratiklerinin ve örgütlenme modellerinin büyük tartışmalara dönüÅŸtüÄŸü çevrimiçi buluÅŸmalar devam etmektedir. Dijital mecraların hızla devreye girmesi, içerik üretiminin ivme kazandığı, mekânsal pratiklerin ve karşılaÅŸmaların iki boyutlu bir düzleme taşındığı söylenebilir. Yuva ya da hapishane anlamıyla bir evin içinden baÄŸlanılan, bir çerçeveye sığdırarak birbirini evlerinde misafir eden topluluklar aracığıyla farklı türden bir sosyalleÅŸmenin vücut bulduÄŸu bir deneyim yaÅŸanmaktadır.

 

YaÅŸadığımız süreçte kurumsal bir çatının altında olan ya da bağımsız sanatçılar, küratörler, editörler, yazarlar, çevirmenler, sergi tasarımcıları, sergi çalışanları, araÅŸtırmacılar, eÄŸitmenler, güvenlik ve temizlik görevlileri gibi sanat alanı aktörlerinin üretim ve çalışma pratiklerinin pandemi sebebiyle sekteye uÄŸraması, mevcut güvencesizlik koÅŸullarını daha da kötüleÅŸtirmiÅŸtir. Sanat alanındaki aktörlerin çoÄŸunluÄŸunun yaÅŸamsal zorluklarla karşılaÅŸma risklerinin arttığı söylenebilir. Zira gündemde ve sosyal medyada en çok konuÅŸulan konulardan biri, görsel sanatlar, plastik sanatlar ve özellikle tiyatro ve müzik alanlarında, derde deva olmaktan uzak, küçük ve geçici çözümlerin bulunma çabası olmuÅŸtur.

 

Pandemi sürecinde sanat alanı aktörlerinin güncel tartışmalarını izleyen bir araÅŸtırmacı olarak, içerikleri ve canlı performans nitelikleriyle çevrimiçi konuÅŸmaları ve paylaşımları gözlemleme fırsatı buldum. Ä°zleyicilerin, oturumlara eÅŸ zamanlı katılımları, yaÅŸadığımız zamanın refleksleri, aciliyetleri ve tartışmalara doÄŸrudan katılımcı ve müdahil olma ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Sanat alanında dijital platformların daha katılımcı ve demokratik bir araca dönüÅŸmesini pandeminin bir sonucu olarak tecrübe etmek ilginç olmuÅŸtur. Bunun yanında nitelikli içerik üretiminin hareketlenmesi ve çoÄŸalmasıyla, bu içeriÄŸi izleyicinin zamansal ve konsantrasyon açısından takibi zorlaÅŸabilmektedir. Bu ihtiyaçla, sanat alanındaki çevrimiçi karşılaÅŸmaların, ilerleyen zamanlarda pandemi sürecinde ne tür bir düÅŸünsel yolculuk yaÅŸandığını ve birtakım yeni oluÅŸumların ve adımların nüvesindeki sıcak noktaları, arÅŸivlenmesi kaygısıyla derleyip analiz etmek önemlidir. Çünkü gelecekte sanat alanında pandemi sürecinde nasıl bir düÅŸünsel süreç gerçekleÅŸtiÄŸine dair fikir verme potansiyeline sahiptir. Kaldı ki dijital içeriklerin internet ortamında saklanmasına ve korunmasına iliÅŸkin çok uzun olmayan bir süre sonra yok olmaya mahkum olduÄŸunu aklımızın bir köÅŸesinde tutmamız gerekir. Toplumsal anlamda yaÅŸanan bu tür kırılma noktalarında, sanat alanındaki öznelere görsel ve iÅŸitsel hafızanın tutulması bakımından önemli bir görev düÅŸer. Toplumsal belleÄŸi, gösterilen ve gösterilemeyen üzerindeki tahakkümü erkin eline bırakmak yerine politik bir eylem biçimi olarak kaydetmek ve arÅŸivlemek, toplumun kendi dilini inÅŸa etmesini mümkün kılacaktır.

 

Bu yazıda, pandemi sürecinde sanat alanında gerçekleÅŸen kolektif sanatsal üretim, sosyo-ekonomik dayanışma pratikleri, kurumsal destekler ve kolektif serbest konuÅŸmalar alt baÅŸlıkları altında, radara takılan tartışmalar üzerine bütüncül olma iddiası taşımayan büyük bir kısmına bizzat tanıklık edilen bir seçki yapılmıştır. Bu süreçte yazılanlar arasında örgütlenme modelleri üzerine oluÅŸumların, inisiyatiflerin ya da grupların tartışmalarına da yer verilecektir. Bu bir araya geliÅŸlerin, farklı bakış açılarıyla hareket etme ve eyleme geçme refleksleri ve stratejileri aktarılacaktır. Bu deneyimlerin yakın ve uzak gelecekte nasıl yapılara dönüÅŸecekleri öngörülemeyecek olmakla birlikte, bu süreçte sadece varlık göstermiÅŸ olmalarının dahi sanat alanındaki örgütlenme biçimlerini etkilediÄŸi, ihtiyacın ne olduÄŸuna dair kavrayışı güçlendirdiÄŸi kesindir.

 

Örgütlenme modellerine dair tartışmalarda, büyük ölçekli, sanat piyasası kararlarını dönüÅŸtüren ve etkileyen bir oluÅŸumun formu üzerine farklı öneriler dile getirilmiÅŸtir. ÖrneÄŸin sanatçı dayanışma ağı, sosyo-ekonomik hedeflere dayalı kooperatif, sanatçı hakları için çalışan bir sendika ya da meslek birliÄŸi, anılan yapılanmalar arasında olmuÅŸtur. Her bir örgütlenme modelinin, kazanımları ve sanat alanına etkileri farklılaÅŸmakla birlikte pratik sonuçlarının yeni örgütlenmeleri tetikleyeceÄŸi düÅŸünülmüÅŸtür. Hatta bu örgütlenme modellerinin tasarım, tarımsal üretim gibi farklı alanlara sıçrayacağı da öngörüler arasındadır. Sonuç olarak salgın gündeminin sanat alanı emekçileri için yarattığı tehlikeli koÅŸullar ve riskler daha görünür hale getirmiÅŸtir. Åžimdiye kadar kendi koÅŸullarını ve gerçekliÄŸini iyi analiz edebilen, beklentiler doÄŸrultusunda geniÅŸ, etkili ve kapsayıcı ölçekte bir örgütlenmenin gerçekleÅŸmediÄŸi görülmektedir. Sanat alanı özneleri farklı sınıfsallıklara mensup olsa da güvencesizlik koÅŸulları ve kırılganlık konusunda ihtiyaçların farklı boyutlarıyla istiÅŸare edilmesi ve görünmezliklerin görünür hale getirilmesi elzemdir. Sanat alanında ihtiyaçların sadece kriz dönemlerinde ya da olaÄŸanüstü koÅŸullarda yaÅŸamsallaÅŸmasından dolayı deÄŸil, dayanışmaya, alternatif ve yaratıcı yöntemlere, kolektif idealleri gerçekleÅŸtirmeye her zaman ihtiyaç vardır ve olmaya devam edecektir. Neoliberalizm çatısı altında eÅŸitsizliÄŸi, sömürüyü, sermayenin akılsallık oyunlarını can yakıcı bir ÅŸekilde deneyimlerken, çizilmiÅŸ sınırların dışına çıkıp, özgürleÅŸmiÅŸ ve para ekonomisi dışında dayanışmacı yaÅŸam alanları kurmanın yegane seçenek olduÄŸu, tartışmalar içinde kabullerden biri olmuÅŸtur.

 

Kolektif Sanatsal Üretim

​

Ä°zole Project:

Ä°zole Project, karantina döneminde ağırlıklı olarak görsel sanatlar alanındaki sanatçıların bir web sitesi etrafında bir araya geldikleri, ortak ilkesel kriterler belirlenmemiÅŸ olsa da inisiyatif reflekslerine sahip bir proje olmuÅŸtur. Sanatçıların dijital mecrada üretimlerini sergiledikleri ve haftalık periyodlarla güncelledikleri, sanat alanının aktörleriyle canlı yayınlarda buluÅŸmaların gerçekleÅŸtirildiÄŸi bir platformdur. Grubun doÄŸası ve ihtiyaçları doÄŸrultusunda tekrar eden alışkanlıklar ve ritüeller ortaya çıkmıştır.

 

Haftalık zoom toplantıları, yeni katılan sanatçılara hoÅŸ geldin buluÅŸmaları, 1 Mayıs gibi özel gün ve kutlamalar, çevrimiçi olarak yapılmıştır. Sanatçıların bu buluÅŸmalara katılması ve haftanın güncel geliÅŸmelerini paylaÅŸmaları onarıcı bir etki yaratmıştır. Hayata dair sorunların doÄŸrudan konu edilmesi ve çözüm üzerine düÅŸünülmesi, katılımcıların kendilerini yalnız hissetmemelerini saÄŸlamıştır. Belki de projenin sanatsal iÅŸlevinden daha çok psikolojik bir iÅŸlevinin olduÄŸu söylenebilir. Kendi dünyasında kapalı kalan, mekânsal pratiklere dahil olamayan sanatçılar için kendilerini ifade edebilecekleri, yüz yüze, kalabalık haliyle bir çevrimiçi dertleÅŸme deneyimi gerçekleÅŸmiÅŸtir. Hatta, fiziksel olarak bir araya gelinen eski “diz dize” kalabalık toplantılardan daha verimli olduÄŸu yorumu yapılmıştır. Çünkü çevrimiçi buluÅŸmalarda söz kesmek ve aynı anda konuÅŸmak gibi bir seçenek olmadığından, aynı anda tek bir diyalog gerçekleÅŸmiÅŸ ve katılımcıların birbirini dinleme kurallarına riayet etmesi mecburi hale gelmiÅŸtir.

 

Salgının başından itibaren projenin mutfağında farklı ÅŸekillerde dayanışma pratikleri gerçekleÅŸmiÅŸtir. Öncelikle, baÅŸa sarmak gerekirse projenin tohumları 2019 yaz aylarında Karşı Sanat’ta atılmıştır. Demo Lab., Suimasen ve Moku gibi fotoÄŸraf inisiyatiflerinin ve konuklarının bir araya gelmesi ve sanatçıların üretim süreçlerini birlikte tartışmalarıyla o tarihlerde kolektif bir çalışma baÅŸlamıştır. Hararetli atölye sürecinin sonunda ise Karşı Sanat, Fermantasyon sergisine ev sahipliÄŸi yapmıştır. O günden bu yana kendi arasındaki iletiÅŸimi sürdüren ekip, karantina sürecinde Ä°zole çatısı altında, aralarına yeni sanatçılar da alarak bir araya gelmiÅŸtir. Proje ilk aÅŸamasında 20’ye yakın sanatçıyla baÅŸlamıştır. Proje bu sanatçıların davetiyle katılan yeni sanatçılarla devam etmiÅŸ ve aynı süreç bir kez daha tekrarlanarak sonunda 80’e yakın sanatçıya ulaÅŸan bir katılımcı havuzu oluÅŸmuÅŸtur. Bu bir araya gelme ihtiyacı kimi sanatçılar için psikolojik destek kimi sanatçılar içinse salgını anlamak, yorumlamak ve kolektif gerçeklik konusunda senkronize olabilmek için bir araç olmuÅŸtur.[1] Bunun yanında salgının mevcut güvencesizlik hallerini pekiÅŸtirmiÅŸ olması, yoksunlukların ve ihtiyaçların daha doÄŸrudan görünür olarak iletiÅŸim konusu haline gelmesine yol açmıştır. Bu konuÅŸmalarla birlikte geçmiÅŸten gelen bir adı olan ama yeni doÄŸan Orta Hareketi’nin[2] kurulması da tetiklenmiÅŸtir.

​
​
​
1.JPG
2.JPG

Neslihan UluaÄŸaç, Çentik, Keten üzerine nakış iÅŸleme (Ä°zole Project)

 

Ä°zole Project çalışmalarını, toplumsal anlamıyla görsel bellek oluÅŸturmak gibi iddialı bir nitelendirmeyle tarif etmek doÄŸru olmayacaktır. Projenin, aradan zaman geçtikten sonra sanatçıların kendi bireysel belleklerinin doÄŸasına dair izler ve ipuçları bulacakları bir havuz olduÄŸunu söylemek daha gerçekçi bir yaklaşımdır. Bunun yanında, sanat izleyicilerinin ve baÅŸka sanatçıların projedeki üretimlere baktıklarında, salgın sürecine dair farklı sorular soruyor, kendi hayatlarındaki karşılıklarını düÅŸünüyor ve sorguluyor olmaları yönündeki geri bildirimler, kolektif bir hedefe ulaşıldığının göstergesidir. Proje kapsamında grupta ihtiyaç odaklı bir iletiÅŸim gerçekleÅŸmiÅŸ, bu dayanışma pratiÄŸinin nasıl ÅŸekilleneceÄŸi ve geliÅŸtirilebileceÄŸi önemli tartışmalardan birisi olarak güncelliÄŸini korumuÅŸtur.

 

Ä°zole Project manifestosu olan ve ortak yönde, ortak hedefe ilerleyen bir grup olmasa da salgının etkileriyle baÅŸ etmeye yarayan sanatsal bir örgütlenme olarak görülebilir. Henüz çalışmalarını sürdürüp sürdürmeyeceÄŸi bilinmemekle birlikte kriz dönemlerinde gerçekleÅŸen kolektif sanatsal üretim pratiklerine iyi bir örnektir. Ä°zolasyon koÅŸulları dışında bir konsept, kavramsal çerçeve ya da baÅŸka türlü bir amaçlılık ortaya çıkarsa, yapılan tartışmaların iyi bir zemin oluÅŸturacağı söylenebilir. Bu zemin üzerine oturan ve bunun üzerinde yükselen ilksel ortaklıklarıyla bir mücadele ya da dayanışma pratiÄŸi ÅŸekillenirse, sanat alanında kolektif kimliÄŸi ve tanımı olabilir.

 

Ä°zole Project’in internet etkileÅŸimine bakılacak olursa, Haziran ayında sosyal medya hesaplarında 100 farklı içerik yayımlanmış, haftalık izlenme ortalaması 52.000 civarına ulaÅŸmıştır. Çalışmalara iki aylık bir ara verilmesine raÄŸmen 2500’e yakın ziyaretçi hesaplara eriÅŸmiÅŸtir. Bu sosyal medya istatistikleri Ä°zole Project’in pandemi döneminde basında yer alan, izleyicinin dikkatini ve ilgisini çeken bir etki yarattığının göstergesidir. Projenin dijital kamusal alanda varlık göstermesinin yanı sıra çevrimiçi toplantılarında gerçekleÅŸen tartışmalarda ortak dil, ilkesellikler ve kurallar üzerine bazı kararlar üretilmiÅŸtir. ÖrneÄŸin bir sanatçının No Identity adıyla “untitled” videolar yayımlamak istemesi, gerçek ismi yerine takma isim kullanması ve yüzünün görünmediÄŸi bir profil fotoÄŸrafı kullanma tercihi, biçim üzerine bir tartışma açmıştır. Web sitesi tasarımında sanatçıların profil görsellerinin webcam fotoÄŸrafları görünüÅŸüne ve kalitesine benzemesi, zoom (çevrimiçi video görüÅŸme platformu) estetiÄŸine uygun olarak kullanılması standardı getirilmiÅŸken, gerçek kimliÄŸini dolayısıyla yüzünü göstermek istemeyen bir sanatçının bu tasarıma uygun halde nasıl yer alacağı konusunda kafa karışıklığı yaratmıştır. Farklı öneriler bu sorunsal etrafında tartışılmış, tartışmanın sanatçının kendi karar alanına müdahale bakımından anlamı ayrıca masaya yatırılmıştır.

​
3.JPG
4.JPG

Barbaros Kayan, Ä°çerisi-Dışarısı (Ä°zole Project)

 

‘Örgütlenme modelleri ve dayanışma formüllerinin alternatif biçimleri nasıl olabilir’ sorusu sıklıkla farklı vesilelerle açılmıştır. Amerika’da yaÅŸayan ve çevrimiçi toplantılara oradan katılan sanatçı Sinejan Kılıç Buchina’nın kendi penceresinden sokakta yaÅŸananları paylaÅŸması #blacklivesmatter hareketini medyada okunulan ve görünenlerin ötesinde, toplumsal hareketin dinamiÄŸini ve eylem biçimlerini daha derinlemesine kavramayı olanaklı kılmıştır. Nazım Serhat Fırat’ın bir grup içi toplantıda iÅŸaret ettiÄŸi gibi sanat ve politikanın tarihsel iliÅŸkisi üzerine açılan tartışmada isyanın, toplumsallık baÄŸlamıyla onurlu bir davranış biçimi olarak hayat bulması üzerine istiÅŸare edilmiÅŸtir.

 

Çalışma pratiklerini kolaylaÅŸtırmak adına her sanatçının davet ettiÄŸi bir diÄŸer sanatçıya uyum ve iletiÅŸim için gerekli bilgileri aktarması, proje akışı içindeki sorumluluÄŸunu alması ve gerekli hatırlatmaları yapması, belirlenen kurallardan biridir. Ek olarak sosyal medyada paylaşım sıklığı ve biçimi tartışma konularından biri olmuÅŸtur. YoÄŸunluk, etki, zamanlama gibi konularda ortaklaÅŸma üzerine konuÅŸmalar gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Ä°ÅŸ paylaşımı, emek ve zaman bakımından sorumluluk üstlenenler arasında bir nöbet sistemi olması önerisi konuÅŸulmasına raÄŸmen daha küçük bir grup içinde sorumluluk paylaşıldığı görülmüÅŸtür. Son olarak grup içinde sadece sanatsal üretimlerin sergilendiÄŸi bir web sitesi hedefinin dışında pandemi günlerinde herkesin bireysel dertlerini, güncel ruh halini ve gündemini paylaÅŸtığı toplantılara katılımın gerekli olduÄŸu konusunda farklı görüÅŸler tartışma konusu olmuÅŸtur. Web sitesinde üretimlerini paylaÅŸan sanatçıların toplantılara katılması koÅŸulu olmamakla birlikte gruba dahil olmayanların projenin asıl amacını es geçtikleri yönünde görüÅŸler kolektif reflekslerle dile getirilmiÅŸtir. Ayrıca, projeye dahil olmasına raÄŸmen üretimlerini paylaÅŸmayan sanatçılar vesilesiyle, pandemi sürecinde sanatsal üretimlerin zamansal ve ruhsal olarak öngörülebilir olmadığı yönünde yorumlar gelmiÅŸtir. Projenin son çevrimiçi toplantısında sanatçıların fiziksel bir kamusal alan deneyimini arzuladıkları yönünde görüÅŸ birliÄŸine varılmış, deneyimi mekânsal pratiklerle bir araya getirmenin araçları üzerine yeni dönemde öneriler geliÅŸtirilmesi fikrinde ortaklaşılmış ancak henüz harekete geçilmemiÅŸtir.

 

Korona Günlerinde FotoÄŸraf:

OrtaklaÅŸa bir editoryal fotoÄŸraf çalışması olarak duyurulan Korona Günlerinde FotoÄŸraf, pandeminin gündelik yaÅŸamda yarattığı psikolojik, sosyal ve ekonomik etkileri fotoÄŸraflama, paylaÅŸma ve biriktirme amacıyla bir araya gelen editörlerin çaÄŸrısıyla yaygınlaÅŸtırılmıştır. Projede karantina zamanlarında sınırlanmış hayatlara daha içeriden bir bakışla görsel bellek oluÅŸmasına katkı sunmak hedeflenmiÅŸtir.[3] Çalışmanın fikri eski FotoÄŸraf Vakfı / Galata FotoÄŸrafhanesi kurucularından oluÅŸan bir grup tarafından Nisan ayı başında oluÅŸturulmuÅŸtur.[4] Ä°lkesel olarak ötekileÅŸtirmeden ve ayrıştırmadan, diÄŸerine dokunan bir dil geliÅŸtirmeye özen gösterileceÄŸi, ayrımcılığı, ırkçılığı, cinsiyetçiliÄŸi, türcülük ve ÅŸiddeti özendiren çalışmaların projeye kabul edilmeyeceÄŸi belirtilmiÅŸtir.

FotoÄŸraf odaklı çalışmanın editörleri, tarihsellik baÄŸlamında bakıldığında geçmiÅŸte, toplumsal olarak önem taşıyan konularda ortak reflekslerle belgeledikleri ve fotoÄŸrafı toplumsal olaylara müdahil olmaya aracı kıldıkları bir ortak davranış geliÅŸtirmiÅŸlerdir. GeçmiÅŸte yaÅŸanan felaketlerde, politik mücadelenin konusu olan toplumsal olaylarda fotoÄŸraf üretmiÅŸ ya da üretilmesini teÅŸvik edecek etkilerde bulunmuÅŸlardır. Dolayısıyla benzer bir refleksle, çok sayıda -büyük çoÄŸunluÄŸu amatör- fotoÄŸrafçının müdahil olduÄŸu, gönüllülük esaslı bir editoryal çalışma yapılmıştır. 360’a yakın fotoÄŸrafçının çalışmaya katılmasıyla büyük hacimli bir görsel bellek havuzu oluÅŸturulmuÅŸtur. Ayrıca 12 editör, havuzdaki fotoÄŸraflardan yararlanarak 18 editör hikayesi yayımlamış, 180 hikaye üretilmiÅŸtir. Web sitesinde çalışmanın tümü henüz eriÅŸilebilir durumdadır. Salgın, çalışma kapsamında fotoÄŸrafçıların fotoÄŸraf üretme alışkanlıklarını dönüÅŸtürmüÅŸtür. Dışarıya, sokaÄŸa, olay yerine doÄŸru harekete geçen fotoÄŸrafçı artık evini, kiÅŸisel alanını, öznelliÄŸini, balkonunu ve (hapis)hanesini yeniden keÅŸfetmeye yönelmiÅŸtir.

Görsel hikayelerde çoÄŸunlukla orta sınıfa özgü gündelik hayatın kayıt altına alındığı, pandemiyle beraber kamusal alanların sessizliÄŸi, salgın tedbirlerinde deÄŸiÅŸen davranışlar, izolasyon, dönüÅŸen görünüÅŸler/kıyafetler, saÄŸlık sektöründe yaÅŸananlar, ev ve bedenle kurulan iliÅŸki gibi farklı konulara yer verilmiÅŸtir. Toplumsal perspektifle bakıldığında saÄŸlık emekçileri, üniversite öÄŸrencileri, kargo iÅŸçileri, inÅŸaat çalışanları gibi farklı çalışma alanlarından öznelere odaklanıldığı gözlemlenmiÅŸtir. FotoÄŸraf havuzunda biriken görsel çeÅŸitliliÄŸe bakıldığında toplumsal belleÄŸe önemli bir katkı olduÄŸu düÅŸünülmelidir. Bu çalışma, fotoÄŸrafın aracı olacağı yeni tartışmalar ve kavrayışlara imkan saÄŸlayacak otonom bir arÅŸiv olarak düÅŸünülmelidir.

5.jpg
6.jpg

Mithat Vural (Korona Günlerinde FotoÄŸraf)

 

Çalışma kapsamında yapılan önemli tartışmalardan biri, ‘görsel havuzun kalıcılığını saÄŸlamak nasıl mümkün olabilir’ sorusu olmuÅŸtur. Kalıcı dijital mecraların altyapı maliyetleri nedeniyle zaman içinde masraflı yapılara dönüÅŸmesi sorunuyla karşılaşılacaktır. Katılımcı ve takipçilerden, sosyal medya mecralarında paylaşılmak üzere seçilen fotoÄŸrafların çok sayıda olması ve nitelikleri bakımından daha küçük bir seçkinin yapılması yönünde geri bildirimler alınmıştır. FotoÄŸraflarda özensizlik ve sıradanlık konusunda gelen yorumlar deÄŸerlendirilmiÅŸ, sonrasında seçki ve paylaşım sıklığıyla ilgili bir düzenleme yapılmıştır.

 

Katılım koÅŸulları bakımından ÅŸüpheye ya da muÄŸlaklığa yer vermemek için baÅŸlangıçta bir ‘fotoÄŸrafçı’ tanımı yapılmıştır.[5] Bu tanıma göre fotoÄŸrafçı, sanatçı olma zorunluluÄŸu olmadan fotoÄŸraf üreten kiÅŸidir. Editör rolü ise danışmanlık, ön açıcılık ve ilham vericilik iÅŸini üstlenmektir. Çalışma içerisinde editörlerin iletiÅŸim yöntemlerinin, geri bildirim verme yollarının kiÅŸisel tercihlere göre belirlendiÄŸi ve fotoÄŸraf alanındaki geçmiÅŸ pratiklerine göre deÄŸiÅŸkenlik gösterdiÄŸi dolayısıyla çalışmada esnek bir rolle görev aldıkları gözlemlenmiÅŸtir.

 

Proje kapsamında tartışmaya açık iki konu gündeme gelmiÅŸtir. Ä°lki kadın bedenine dair pornografik nitelikler taşıdığı düÅŸünülen bir fotoÄŸraf konusunda yapılan yorumlardır. Temelde bir toplumsal cinsiyet tartışmasının üzerine ÅŸekillenen, cinsiyet rolleri, cinsiyetin imge karşılıkları, fotoÄŸrafı çekenin cinsiyeti ve kendi bedenini nesneleÅŸtirme hakkı vb. konularda tartışmaların açılması toplumsal cinsiyet konusunun güncelliÄŸini kaybetmediÄŸi gibi daha derinlemesine konuÅŸulmaya muhtaç olduÄŸunu göstermektedir.

Projenin sonuna doÄŸru katılımcılardan birinin intihal gerçekleÅŸtirdiÄŸi ortaya çıkmıştır. Gabriel Puyana adında bir fotoÄŸrafçının fotoÄŸrafını kullanan katılımcı Åževval Durmaz’ın sorunun “internet sıkıntısından kaynaklandığını” belirtmesi sonrasında çalışmanın dışına çıkarılması konusunda oy birliÄŸi saÄŸlanmıştır. Özellikle fotoÄŸraf alanında bu tür etik ihlallerin artmasının üzücü bir tablo yarattığı beyan edilmiÅŸtir. Son olarak çalışma, pandemi sürecinde düzenlenen uluslararası bir yarışmada katılımcılardan Yusuf Arıca’nın finalist seçilmesiyle uluslararası ölçeÄŸe taşınmıştır.

 

Sonuç olarak öncü bir grubun gönüllü emekleriyle kurgulanmış, kolektif olarak hayata geçirilmiÅŸ Korona Günlerinde FotoÄŸraf çalışması, kapsayıcı ve üretken bir platform olmuÅŸtur. Çalışmanın, fotoÄŸraf alanında üretkenliÄŸi teÅŸvik etmesi, editörler ve katılımcılar arasında diyalog yollarını açmış olması bakımından deÄŸerli bir giriÅŸimdir. ArÅŸivsel nitelik bakımından üretilmiÅŸ görsel havuzun korunması da önem taşıyacaktır.

 

@cevrimici40dakika

Pandemi sürecinde çevrimiçi video görüÅŸmeleriyle beraber hayatımıza giren Zoom uygulamasının maksimum ücretsiz konuÅŸma süresinden alan @cevrimici40dakika, salgın öncesinde ortak projelerde birlikte çalışan, farklı disiplinlerden altı sanatçı[6] tarafından oluÅŸturulan ve instagram hesabı üzerinden kurgulanmış bir platformdur. Kendisini, “etkileÅŸimli, deneysel, kolektif çalışmayı önceleyen bir yapı” olarak tarif eder. Görsel-iÅŸitsel, dilsel bir diyaloÄŸun geniÅŸletilmesi ve geliÅŸtirilmesini hedefler. Tasarlanmış bir oyun/çalışma alanı olan @cevrimici40dakika’nın üretim pratiÄŸi ÅŸöyledir: hafta başı, bir sanatçının bir üretimini paylaÅŸmasının ardından diÄŸer sanatçılar resim, fotoÄŸraf, video, ses vb. malzemeden oluÅŸan üretimlerini hafta boyunca cevaben iletirler. Ve oyun sırayla devam eder.

7.jpg

AyÅŸecan Kurtay, Çevrim içi 40 dakika için Tuhaf Zamanlar 2020 Defterinden Sayfa 26, 10x15 cm, karışık teknik (@cevrimici40dakika)

 

@cevrimici40dakika resim, heykel, fotoÄŸraf, edebiyat, performans, bale gibi farklı sanat pratiklerinden gelen sanatçıların, imgeler aracılığıyla bir görsel diyaloga katılmalarını saÄŸlamak amacını taşır. Daha önce Labirent Sanat’ta sergilenen Kusurlu Bakış[7] projesiyle baÅŸlayan uzun soluklu konuÅŸmalar, pandemi sürecinde çalışma ekibini daha derin tanışıklıklara ve bireysel deneyimleri paylaÅŸmaya itmiÅŸtir. @cevrimici40dakika’nın manevi olarak ayakta kalmak ve üretimi sürdürebilmek için destek saÄŸladığı paylaşılmıştır. Zamanlama ve yöntem açısından bazı esnekliklerle çalıştıklarını ifade etmiÅŸlerdir. Cevap niteliÄŸi taşıyan üretimler gerçekleÅŸtirirken farklı olgularla karşılaÅŸmanın motivasyon artırma ve bakış açısı geliÅŸtirme olanağı saÄŸladığı belirtilmiÅŸtir. Ä°letiÅŸimin, atölye ortamından sanal ortama geçmesiyle beraber, aradaki mesafenin bazı sorunlar yarattığı belirtilse de bireysel deneyimlerin üretimlere yansıdığı aktarılmıştır. Projenin iÅŸleyiÅŸ biçimi, birbirini tanımayan sanatçıların imgeler aracılığıyla iletiÅŸim kurmalarına ve görsel bir diyalog içinde bir imgeye odaklanmak, ona yakından bakmak, üzerine düÅŸünmek için olanak yaratmıştır. Pandemi sürecinde kurulan bu bağın nereye evrileceÄŸi ve ihtiyaçlara göre nasıl sürdürüleceÄŸi belirsiz olmakla birlikte farklı üretim prensipleriyle, üretimi oyuna dönüÅŸtürmek ve yeni yöntemler keÅŸfetmek bakımından repertuarımızı geniÅŸleten küçük ölçekli bir deneyim olarak anılmalıdır.

 

Rubber Hammer[8]:

Rubber Hammer, 2018 yılının Eylül ayında Rubber ve Hammer takma adlarıyla iki karakterin “gerçekçi hayal dünyasından doÄŸan” bir sanat inisiyatifidir. Rubber Hammer, karantinanın ilk günlerinde takipçilerine bir duyuru yapmış, sanat izleyicisi ve takipçisi olan herkesin pandemi nedeniyle yaÅŸadıkları zor günlerde dertleÅŸmek istedikleri konuları paylaÅŸmalarını talep etmiÅŸtir. BaÅŸvurular, sanatçı olma koÅŸulu aranmadan sanatsal üretimin parçası haline gelmek isteyen takipçilerin katılımı amaçlanarak kurgulanmıştır. Katılımcılar doÄŸrudan iÅŸlerini sergileyebilecekleri ve medyumuna kendilerinin karar verecekleri bir deneyimin parçası olmaya davet edilmiÅŸlerdir. Kendisine bir takma isim belirleyerek Dertler ve Çareler Müzesi'nde[9] yer almasını istedikleri ses kaydı, metin, fotoÄŸraf, günlük, resim, kolaj vb. her türlü çalışmasını gönderenlerin hikayeleri anonimleÅŸtirilerek Rubber Hammer çatısı altında koruma garantisiyle toplanmıştır. Yaklaşık 10 baÅŸvuru yapılmış, baÅŸvurulardan bir kısmı Ä°zole Project web sitesinde yayımlanmıştır.

8.jpg
9.jpg

Rumuz: leyladesenligomlek, Dertsiz insana dert anlatılır mı? (Rubber Hammer)

 

Rubber Hammer, ürettiÄŸi iÅŸlerde güncel sanat alanındaki rolleri, sınırları, kuralları, pratikleri ve performans biçimlerini sorgulayarak kendine yeni iletiÅŸim yolları aramaktadır. Ä°letiÅŸim araçlarını tasarlayarak sanat alanı içinde yeniden kurgulayan nitelikte üretimler gerçekleÅŸtirmekte, arÅŸivini sıradan dertlerle donatarak yaratıcı bir enerji ve gösterim biçimiyle eyleme geçme hedefini taşımaktadır. Sanat yapıtı ve izleyici arasındaki teması ve mesafeyi ortadan kaldırmaktadır. Sanat izleyicisini performanslarıyla sanat alanına davetkar bir tavırla iletiÅŸim kurmaya davet etmektedir. Pandemi odaklı çalışmasına ise tüm dertlere tek tek seslendiÄŸi vurgusuyla, doktorların ve saÄŸlık çalışanlarının başından geçenleri, uzaktan eÄŸitim macerasıyla cebelleÅŸen öÄŸretmenleri özellikle dertleÅŸmeye çağırmıştır. Kendi küçük seslenme alanında, kendi sosyal medya kanalları dışında bir mecrada takipçilerine pandemi sürecinde deneyim paylaÅŸma çaÄŸrısını yaygınlaÅŸtıracak bir eylemde bulunmamıştır. Rubber Hammer takipçi profili, birebir ve yüz yüze iliÅŸkilerle iletiÅŸim kurulan pandemi sürecinde ise farklı kamusallıklarda fiziksel karşılaÅŸma imkanı olmadığından izleyiciye eriÅŸimi sınırlı hale gelmiÅŸtir.

​

Sosyo-Ekonomik Dayanışma Pratikleri

Omuz[10]:

Ekonomik odaklı bir dayanışma platformu olarak Omuz Dayanışma ve Paylaşım Ağı, karşılık güven, karşılıksız kaynak paylaşımı ilkesiyle görsel sanatlar alanında üreten sanat emekçilerine yönelik olarak kurgulanmıştır.

​
​
​
​
​

Haziran ayının başında baÅŸvuru almaya baÅŸlayan Omuz, ekonomik aciliyetlerin oluÅŸtuÄŸu pandemi sürecinde iki aylık zaman dilimleri belirleyerek destek alma ve destek verme faaliyetlerini sürdürmüÅŸtür. Bu dijital altyapının hayata geçirilmesi ve proje kimliÄŸi için gerekli olan çalışmaların her biri (web tasarımı, uygulama, metin editörlüÄŸü) yine sanatçıların desteÄŸiyle gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Bu anlamıyla platformun ortaya çıkması ve duyurunun yaygınlaÅŸtırılması bakımından bir dayanışma pratiÄŸi olarak deneyimlenmektedir. Destek alanların ve destek verenlerin otomatik olarak eÅŸleÅŸtirilmesi sonucunda tesadüfi çiftler belirlenmiÅŸtir. Sadece görsel sanatçıların deÄŸil sanat alanında farklı uzmanlıklarla çalışan aktörlerin destek baÅŸvurusu kapsamına alınması önem taşımaktadır.

 

Ä°lk dönem (Haziran, Temmuz) baÅŸvuruları için deklare edilen, destek arayan baÅŸvuran sayısı 329 iken 92 destekçi, ikinci dönem (AÄŸustos, Eylül) ise 225 baÅŸvuran, destek veren ve kaynak sayısının ise 45 olduÄŸu ilan edilmiÅŸtir.[11] DesteÄŸe ihtiyaç duyanların destek verenlere oranla iki dönemde de fazla olduÄŸu görülmektedir. Ek olarak bu oranın da arttığı, nerdeyse üç buçuk katından beÅŸ katına yükseldiÄŸi görülmektedir. Destek verenlerin sayısının artırılmasına yönelik stratejilerin geliÅŸtirilmesi gerekliliÄŸi göze çarpmaktadır. Sanat emekçisi olmayan orta sınıfa mensup sanat izleyicisinin destekçi olduÄŸu söylenebilir. Sanat ile organik bir iliÅŸkisi olmasa dahi sanatçıları desteklemek adına bu platforma katkı sunabilecek kiÅŸilere eriÅŸmek önem taÅŸmaktadır. Burada duyurunun yaygınlaÅŸtırılması ve paylaşılması için sanat alanı dışında tasarlanmış bir hedef kitlesinin olması ve böyle bir aÄŸdan haberdar olabilmeleri için araçlar geliÅŸtirmek, destek alan ve destek verenleri sayı olarak birbirine denk hale getirmeyi kolaylaÅŸtırabilir. Bu ağın destekçi sayısını artırmak, olaÄŸanüstü koÅŸulların etkisiyle gerçekleÅŸen dayanışmayı daha kalıcı ve ekonomi ötesi bir dayanışma formuna dönüÅŸtürmek gibi hedefler belirlemek üzerine görüÅŸler paylaşılmıştır.

 

Büyük ölçekli kültür-sanat kurumları, sermayeleri ölçeÄŸinde sanatçılara ekonomik destek saÄŸlayamazken Omuz’un bağımsız bir dayanışma alanı içinde basit bir prensiple gönüllü emekle iÅŸler hale getirilmesi deÄŸerlidir. Toplum yararı gözeten kurumların en azından halihazırda kurulan yaratıcı platformları desteklemeleri ve iÅŸbirliÄŸi geliÅŸtirmeleri, aÄŸları büyütmek ve güvencesiz sanat alanı çalışanlarına dokunmak için mühimdir.

 

Omuz’dan destek alabilmek için sanat emekçileri için görsel sanatlar alanından olmanın dışında bir kriter bulunmamaktadır. Sanatçıların baÅŸvuru yapabilmesi için kriter olmaması, sürecin koÅŸulsuz gerçekleÅŸiyor olması uzun vadede Omuz dışında tartışılması gereken konulardan biri olabilir. Sanat alanında güvencesizliÄŸin somut olarak ortaklaşılmış sonuçları olmadığı, benzer kırılganlıklara iÅŸaret etmediÄŸi görülebilmektedir. Farklı sınıfsal düzlemlerde yaÅŸanabilen prekarya niteliklerini kategorize edebilmek için ihtiyaç bazlı bir ölçeklendirme ya da sıralama gerekebilir. Sanatçı beyanını yine dikkate alarak daha adaletli bir bölüÅŸüm hedeflenebilir.

 

Neoliberal bir sistemde tüm yaÅŸamsal ihtiyaçların para ekonomisi içerisinde giderildiÄŸi, çok sınırlı ve mini ölçeklerde para ekonomisi dışına çıktığımız düÅŸünülürse sosyopolitik anlamıyla kapitalist ekonomiye karşı deÄŸiÅŸ tokuÅŸ düzenekleri üzerine yaratıcı araçlar geliÅŸtirmek, egemenin diline, yöntemlerine karşı özgürlükçü, dijital ya da fiziksel yaratıcı yaÅŸam alanları ve ifadeler icat etmenin gerekliliÄŸini de hatırda tutmak faydalı olacaktır.

 

Sanatçı Destek BirliÄŸi[12]:

Artist Support Pledge, Matthew Burrows isimli bir sanatçının Ä°ngiltere merkezli olarak kurduÄŸu uluslararası bir sanatçı hareketidir. Artist Support Pledge’in Türkçe karşılığı, Sanatçı Destek BirliÄŸi adıyla Türkiyeli sanatçılar arasında ressam Seçil Erel tarafından yaygınlaÅŸtırılmıştır.

 

Pandemi süresinde gönüllülük ve güven esasıyla, sanatçıları üretimlerini paylaÅŸmaya davet ve teÅŸvik ederek sosyal medya aracılığıyla bağımsız bir sanatçı giriÅŸiminin adımları atılmıştır. Sanatçı BirliÄŸi’nin prensipleri[13] doÄŸrultusunda, sanatçılar belirlenen hashtaglar altında kendi instagram hesaplarından üretimlerini paylaÅŸmıştır. Satış odaklı olarak sanal ortamda gerçekleÅŸen paylaşımlar küresel ölçekli, olaÄŸanüstü koÅŸullarda sanatçıların kendilerini yalnız hissetmeyecekleri bir yapı olmuÅŸtur. Sanatçı Destek BirliÄŸi, basit bir mantıkla çalışmasına raÄŸmen sanat yapıtları, sürdürülebilir ve gelecek için köklü bir ekonomik model için ilham veren bir pratiÄŸe dönüÅŸmüÅŸtür.

 

Bu zincirin hedef kitlesinin profesyonel sanatçılar olması, Sanatçı Destek BirliÄŸi çatısı altında yapılacak üretimlerin çoÄŸalmasının, galeriler ve ticari sanat giriÅŸimleri için tehdit oluÅŸturabilme olasılığı göz önüne alınmıştır ve “sanatçıların çalıştıkları kurumları ve profesyonel iliÅŸkileri etkilemeyen alternatif bir alan” olarak tanımlanmıştır.[14] Özellikle galeriler tarafından açılan tartışmanın sonrasında galerilerin ve ticari giriÅŸimlerin fiziksel mekanlarında gerçekleÅŸtirecekleri üretimlerle dijital mecrada gerçekleÅŸtirilen üretimler birbirinden kalın çizgilerle ayrışmaktadır. Fiziksel olarak bir galeri mekanı içinde sergi açmak, küratör eÅŸliÄŸinde ya da eÅŸliksiz, sergilenecek yapıtların seçimini, ölçeÄŸini doÄŸrudan etkileyen, belirleyen ve izleyici deneyimini doÄŸrudan dönüÅŸtüren unsurlardır. Dolayısıyla projede yer alan sanatçılar büyük ölçüde galeri mekanında sergileyebilecekleri iÅŸleri deÄŸil, daha önce ortaya çıkmamış küçük iÅŸler, eskizler ve deÄŸerlendiremedikleri üretimlerini ortaya çıkartmış ya da dijital mecrada sergilemeye uygun yeni iÅŸler üreterek dayanışmaya katılmışlardır. Fiziksel mekanın ve dijital mecranın pandemiyle beraber birinden keskin bir ÅŸekilde ayrılmasına dair tartışma sürmektedir. Son olarak tek bir sanatçının giriÅŸimiyle baÅŸlayıp sonrasında gönüllülerle beslenen bir yapının ortaya çıkması, dayanışma pratikleri açısından bazı durumlarda çok sayıda kiÅŸiyle ve büyük emekler vererek deÄŸil, ihtiyaç doÄŸrultusunda iyi kurgulanmış ve cesaretli bir adımla hareket etmenin beklenmedik ÅŸekilde olumlu sonuçlar doÄŸurabileceÄŸine dair iyi bir örnektir.

 

Tiyatro Kooperatifi[15]:

Plastik sanatlar ve görsel sanatlar alanlarına nazaran ticari giriÅŸim vasıflarıyla kendine özgü dertleri olan tiyatro alanının kamusal ve yerel kurumlarla iliÅŸki kuran ve örgütlü bir yapı olduÄŸunu söylemek yanlış olmayacaktır. Tiyatro Kooperatifi, örgütlenme deneyimi olarak kısa sürede çok sayıda özel tiyatroyu bünyesine katabilmiÅŸ, kültür sanat alanında faaliyet gösteren kamu kurumlarıyla masaya oturabilen, öneriler ve yol haritaları içeren raporlar üreten bir nitelik kazanmıştır.[16] Pandemi sürecinde örgütlenme pratiklerini çoÄŸaltmış, Güney Marmara Tiyatro Kooperatifi gibi diÄŸer bölgelerde örgütlenme çalışmaları yapıldığı paylaşılmıştır. Tiyatro Kooperatifi’nin Bir sosyal kooperatif olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’yla yapılan görüÅŸmelerde özel tiyatrolar için destek paketinin açıklanmasına katkı saÄŸlamaları ve örgütlenme kapasitelerini artırmaları sanat alanında örgütlenme bakımından çok az sayıda iyi örnek arasında yer almalarını saÄŸlamaktadır.

Örgütlenme modeli olarak kooperatifin tartışılması önemlidir. Toplumsal bellekte de geçmiÅŸ deneyimlere bakıldığında unutulmaya yüz tutmuÅŸ bir deneyim olduÄŸu görülecektir. Bu deneyimi uyandırmanın ya da yerinden doÄŸrultmanın, güncel koÅŸullara göre revize etmenin, kültür-sanat sektöründe farklı alanlarda tartışma açacak bir model olarak deneyimlemenin, sosyal, ekonomik ve politik hedefler dahilinde gözden geçirmenin katkısı büyük olacaktır. Kooperatif modeli, görünmeyen emeÄŸin alanında deÄŸer üretmeye sanat alanında yaratıcı, üretim iliÅŸkileri geliÅŸtirmeye elveriÅŸli bir ortam saÄŸlamaktadır. KooperatifleÅŸmeyi, kırılganlıkla baÅŸ etmenin, kamuyla pazarlık edebilmenin ve mücadelenin bir biçimi olarak ele almak gerekmektedir.

 

Orta Hareketi[17]:

Yukarıda bahsi geçen Ä°zole Project haftalık toplantılarında sanatçı örgütlenmesine dair bir alt çalışma grubu kurulmuÅŸtur. Bu gruba ihtiyaç duyulmasının nedeni, yaÅŸamsal aciliyetler konusunda doÄŸrudan dayanışma odaklı bir mekanizmanın oluÅŸması ve iÅŸleyen bir yöntem geliÅŸtirilmesidir. Grup içinde, uzun soluklu bir sanatçı örgütlenmesinin nasıl olabileceÄŸine dair tartışma baÅŸlatılmıştır. Özellikle somut bir baÅŸlık olarak, sanatçıların üretimlerinin ekonomik bir örgütlenme içinde orta sınıf için edinilebilir hale getirilmesi üzerine konuÅŸulmuÅŸtur. Grup içinde sanatçıların birbirlerine hibe edebileceÄŸi iÅŸler, yeteneklerin paylaşımı ya da ihtiyaçların takasına dair somut araçlar belirlenmiÅŸtir. Güvencesizlik konusunda ortak bir dili, algıyı ve daha aciliyetli ihtiyaçları olanları belirlemek üzere Ä°zole Project içinde bir anket uygulanmıştır. Orta Hareketi adıyla grup, kendi haberleÅŸme kanallarını kurmuÅŸtur. Konuyla ilgili tartışmalara davet edilen deneyimli sanatçılar olmuÅŸtur. Sosyal medyada (facebook) kapalı bir grup içinde duyurular, paylaşımlar ve acil ihtiyaçlar konusunda iletiÅŸim baÅŸlamıştır. Orta hareketini temsilen bir logo hazırlanmış, web satış sitesinde sanat yapıtlarının bir dükkan tasarımı içine yerleÅŸtirilmesi için hazırlık yapılmıştır.

 

Fiyat için ortalama bir alt-üst sınır belirlenmiÅŸ, kargolama konusunda standartlar görüÅŸülmüÅŸtür. Satış yapıldığında sanatçıların kargolama vb. süreçleri kendileri yapacakları bir sistem hedeflenmiÅŸtir. ÇoÄŸunlukla genç sanatçılardan oluÅŸan grubun içinde kolektif bir yapı olarak sanatçıların sorumluluk alacağı alanları belirlemeleri istenmiÅŸtir. Fakat sanatçıların, iÅŸin yönetimi açısından zaman ve emek harcamalarına yol açacak bir pozisyon almamaları pandemi sürecinin etkisi azaldıktan sonra Orta Hareketi’nin uzun soluklu adımlar atılamamasına sebep olmuÅŸtur. Sanatçılar bir satış platformunu yürütmenin gerektirdiÄŸi gönüllü katkıyı saÄŸlamakta çekimser davranırken henüz ekonomisi oluÅŸmamış yapının içinde gönüllü emek gerektiren iÅŸler için doÄŸrudan görev alacak kiÅŸileri belirlemek olanaksızlaÅŸmıştır.

 

Niyetler ve somut formüller üretilse dahi sanatsal üretim ve gündelik hayat akışı içinde görünmeyen, emek gerektiren iÅŸleri hayata geçirmek daha da zorlaÅŸmaktadır. Halihazırda pandemi döneminde yaklaşık 40’a yakın sanatçını dahil olduÄŸu Orta Hareketi, olaÄŸanüstü koÅŸullar ve daha doÄŸrudan ihtiyaçlar gerektiÄŸinde faaliyete geçmek üzere uykudadır. Nitekim küçük ihtiyaçlar için kullanıma uygun kanallar açıktır. Orta Hareketi grup üyelerinin halihazırda eriÅŸebilecekleri enstrumanları belirlemek, onları hazır tutmak, gerektiÄŸinde devreye sokmak ve kriz anlarında ihtiyaca karşılık geliyorsa sepetten çıkarmak için elveriÅŸli bir ortamları vardır. EleÅŸtirel gözle bakıldığında, bu tür pratiklerin daha gerçekçi deneyimlere dönüÅŸmesi için güvencesizlik koÅŸullarındaki ortaklıkları ve ayrışmaları keÅŸfetmek, anlamak ve analiz etmek gerekmektedir.

 

Cengaver Dayanışma Fonu[18]:

Kuir performans sanatçıları pandemi sürecinde mekanların kapatılması nedeniyle yaÅŸadıkları ekonomik zorluklarla baÅŸ etmek için bir dayanışma çaÄŸrısı duyurmuÅŸtur. Ä°stanbul gece hayatında sahne alan topluluk üyeleri, performanslarını sosyal medya mecralarında gerçekleÅŸtirmek üzere araçlar geliÅŸtirseler de yaÅŸamlarını idame ettirmek konusunda yetersiz kalmıştır. ÖÄŸrenciler, iÅŸsiz olanlar ve ailesinden destek almadan yaÅŸayanlar için güvencesizlik durumlarının giderek kötüleÅŸtiÄŸi görülmektedir. Sanatçılar için sosyal güvencesizliÄŸin dezavantajlarını giderebilmek, saÄŸlık ve barınma gibi temel ihtiyaçları karşılayabilmek için çözüm üretmek adına bir sefere mahsus ya da düzenli olarak maddi destek yollarını eriÅŸilebilir hale getirmiÅŸlerdir. Dayanışma fonu, fotoÄŸraf alanından sanatçıların yapıtlarını satışa sunarak destek olabilecekleri hale getirilmiÅŸtir. AteÅŸ Alpar, Cansu Yıldıran, Sude Bircan ve Tuna ÖÄŸüt gibi kuir üzerine çalışan fotoÄŸrafçılar, fona bağışlanmak üzere kendi sosyal medya hesap profillerinden fotoÄŸraflar paylaÅŸarak satışa çıkarmışlardır.

 

Kurumsal Destekler

Kültür sanat alanında kurumlar tarafından saÄŸlanan destekler çok yetersiz olmakla birlikte nelerin yapılamadığını akılda tutarak, az sayıda da olsa desteklerden söz edelim.

 

Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi kültür sanat sektörüne destek için yaz sezonunda film ve tiyatro gösterimlerini araçlardan izlenebilecek ÅŸekilde açık havaya taşıyarak dev ekran ve sahne sistemi kurmuÅŸtur. Özel tiyatroların mevcut arÅŸivlerindeki oyunlarının, açık havada ya da dijital platformlarda yayınlanmasını saÄŸlayarak tiyatronun daha düÅŸük ücretlerle izleyiciyle buluÅŸmasını destekleyeceÄŸini ilan etmiÅŸtir. Oyunların arÅŸivlenebilmesi için belirlenen usul ve ÅŸartlarda kayda alınması konusunda imkan saÄŸlanacağı belirtilmiÅŸtir. Pandemi koÅŸullları müsaade etiÄŸi ölçüde kamusal alanlarda oyun sahneleneceÄŸi duyurulmuÅŸtur. Ek olarak farklı sanat dallarından konuk edilecek sanatçıların performanslarının Ä°BB stüdyolarında kaydedilerek eriÅŸime açılması, müzik alanında ise performansların dijital ortamda paylaşılması desteklenecektir. Bunun yanında Ä°BB çatısı altında konser, özel etkinlik, sergi, sinema ve tiyatro talep formları eriÅŸime açılmıştır. Ancak, sergi baÅŸvurularında mekan tahsis ücreti alınması, baÅŸvuruların sanatçılar üzerinden tanımlanmış olması (baÅŸvuru içeriÄŸinin küratörlü ve kolektif çalışmalara uygunluÄŸu konusunda sorunlar vb.) gibi görsel sanat alanının sergileme ihtiyaçlarından kopuk ve uyumsuz durumların ortaya çıkması kaçınılmazdır.

 

Kültür-sanatı sokaÄŸa çıkarma çabası “normalleÅŸme” iklimine uygun olarak anlaşılır gelebilir fakat sanat alanındaki güvencesizliÄŸi, ihtiyaçları, bağımsız sanatçı gruplarını ve kolektiflerin hayatta kalmalarını destekleyecek yaratıcı çözümlerden uzak düÅŸtüÄŸünü de gözden kaçırmamak önemlidir. Yerel yönetimlerin kendi mecrasında, medya alanında, sosyal medyasında PR odaklı benzer çalışmaları tekrar etmenin ötesinde, sanatçıların gündelik hayatlarına doÄŸrudan etki edecek ve güvencesizliklerini giderecek köklü çözümleri ve örgütlenme modellerini destekleyecek hamlelerde bulunmaları gerekmektedir. Güncel sanat, tiyatro ya da müzik alanında üretenlerin doÄŸrudan kendi alanlarındaki zafiyetlerine odaklanarak iÅŸbirlikleri geliÅŸtirmeleri ve popülist söylemlerin ötesine geçmeleri bakımından önem taşımaktadır.[19] Ek olarak, Ä°BB’nin Ä°stanbul’u dünya çapında bir kültür sanat kenti haline getirmek iddiasıyla oluÅŸturduÄŸu, Ä°stanbul Kültür Sanat Platformu’nun sektörün önde gelen isimlerinin yer aldığı vurgulanan “Danışma Kurulu” belirlenmiÅŸtir. Bu kapsamda yapılacak çalışmaların sanat alanındaki aktörlerle, bağımsız oluÅŸumlarla nasıl iliÅŸkileneceÄŸi, ne tür bir katılımcı modelle iÅŸleyeceÄŸi ve alacağı kararlar gelecek dönemde görülecektir.

 

Kültür sanat alanında beÅŸ kurum birlikte bütçe oluÅŸturarak bu kırılgan dönemde tiyatro alanında oyun yazarı, yönetmen ve oyuncuya mesleklerini icra edebilmeleri ve sektörün geliÅŸimi için insan kaynağı oluÅŸturmayı destekledi. BKM, DasDas, ENKA Sanat, Ä°stanbul Kültür Sanat Vakfı (Ä°KSV) ve Zorlu PSM’nin bir araya gelerek baÅŸlattıkları “Ortak Yapım” projesi 10 yeni yapımı desteklemeyi hedefliyor. Bunun için oyun yazarlarına bütçe oluÅŸturulmuÅŸtur. Yapımlardan beÅŸi açık çaÄŸrı ile belirlenecek, diÄŸer beÅŸi ise sipariÅŸ üzerine üretilecektir.

 

SAHA Sürdürülebilirlik Fonu, Covid-19 salgını kapsamında 22 projeye destek verilmiÅŸtir. Fon, pandemi sürecine iliÅŸkin üretmek isteyen görsel sanatlar alanından sanatçılara ve kolektiflere, zorlandıkları projelerde destek vermek ve kesintiye uÄŸrayan projelerini tamamlamalarını saÄŸlamak üzere kurgulanmıştır.[20] Bu tür fonlardan faydalanma koÅŸullarının spesifik olarak esnekliÄŸe yer vermeyecek ÅŸekilde kurgulanması belirli bir sanatçı grubu arasında desteklerin dağıldığını ve sanatçılar arasında adaletli bir ÅŸekilde dağıtılamaması sonucunu doÄŸurabilir.

 

Kolektif Serbest KonuÅŸmalar

Pandemi sürecinde birçok kurumun içeriklerini dijital ortama taşıdığı görülmektedir. Sanatsal içerik üreten yazınsal mecralar, kültür sanat alanında çalışan kurumlar, kolektifler, vakıflar, dernekler ya da bireyler gibi farklı aktörler eliyle deneyim ve görüÅŸlerin sıcağı sıcağına aktarılabildiÄŸi bir alan açılmıştır.

 

Herkesin salgın etrafında ÅŸekillenen bir gündeminin olması, konuÅŸma ve tartışmaların yoÄŸun olarak aynı tema üzerinde gerçekleÅŸmesine yol açmıştır. Örneklerden bazıları Unlimited Sanat Dünyasında Dayanışma Pratikleri[21] baÅŸlığıyla gerçekleÅŸen video konuÅŸmaları serisi, çaÄŸdaÅŸ fotoÄŸrafa dair röportajların, yazıların ve projelerin paylaşıldığı bir e-dergi olan Orta Format tarafından gerçekleÅŸtirilen Orta Normal[22] çevrimiçi konuÅŸma/tartışma serisi, son olarak A Corner in the World tarafından gerçekleÅŸtirilen Sohbetler[23] baÅŸlığıyla dünyanın farklı köÅŸelerinden sanatçı ve sanat emekçileri ile pandemi dönemindeki kiÅŸisel süreçleri, iÅŸleri ve gelecek perspektifleri hakkında konuÅŸulduÄŸu röportaj serisi örnek verilebilir. Bu örnekler, sanat alanında neler olup bittiÄŸine dair ilgilisini aydınlatacak nitelikte içeriklerdir. Farklı aktörlerin salgının gerçekliÄŸiyle nasıl iliÅŸki kurduÄŸunu kavramayı kolaylaÅŸtıran ve durumu daha anlaşılır kılan örneklerdir. Bu örneklerin, ortak çözüm üretmeye odaklı, dünyanın farklı yerlerinde yaÅŸayan sanatçılar arasında baÄŸlar kurmayı da teÅŸvik eden bir yapısı vardır. Sonuç olarak, kamusal alanlarda fiziksel mekanlarda karşılaÅŸmalara alışkın olunsa da sosyal medyayı ve dijital mecrayı karşılaÅŸmalara, buluÅŸmalara ve tesadüflere açık bir mekana dönüÅŸtürme olanağının da icat edildiÄŸi gözlemlenmiÅŸtir.

 

Güncel sanat alanında özellikle görsel sanatlar bir kefeye, tiyatro ve müzik alanı diÄŸer kefeye konulursa pandemi ile beraber alanlar içinde yaÅŸanan deneyimlerin farklılaÅŸtığı görülecektir. Tiyatro ya da müzik gibi insanlarla doÄŸrudan teması, fiziksel olarak bir araya gelmeyi gerektiren sanat dallarında daha kritik sorunlar yaÅŸandığı görülmektedir. Küçük ve kapalı mekanlarda sosyal mesafe kurallarına uygun toplanmanın imkansızlaÅŸması (ki bu mümkün olabilse bile ekonomik olarak imkansızlaÅŸması) ve dijital mecraların fiziksel mekanda olduÄŸu gibi her anlamda verimli kullanılmasının mümkün olmaması gibi gerçekler söz konusudur. Güvencesizlik meselesinin en çok tiyatro ve müzik alanlarda konuÅŸulduÄŸunu söylemek yanlış olmaz. Müzik alanında verilen destek fonlarının müzisyenlere çok sayıda koÅŸulla ve yetersiz bütçelerle duyurulduÄŸu görülmüÅŸtür.[24] Görsel sanatların bu alanlardan farkı ise, görsel olanı dijital mecraya kaydırma konusundaki avantajdır. Üretimlerin mekansal baÄŸlamı deÄŸiÅŸse de üretimin imkansızlaÅŸmadığı bir gerçektir.

 

Kolektif sanatsal üretimin üzerine bu kadar söze raÄŸmen, sanatçılar arasında salgının gündelik hayatı kesintiye uÄŸratması ve eskiden kendisine ya da toplumsal anlamıyla sahip olduÄŸu gelecek fikirlerin kesintiye uÄŸraması nedeniyle “durma”nın politik olarak doÄŸru bir tavır olduÄŸunu savunanlardan yukarıda söz etmiÅŸtim. Bir yandan sanatçıların ve toplumun baÅŸka kesimlerinden her türlü koÅŸulu, belirsizliÄŸi, güvencesizliÄŸi yola devam ederek kabullenmek yerine hiçbir ÅŸey yapmamak, üretmemek ve sadece yaÅŸamsal ihtiyaçları görmek yönünde az da olsa refleks gösterenlerin olduÄŸu söylenebilir. Böyle bir durum gerçekleÅŸirse ne olacağını bir an düÅŸünelim. Toplumsal sistemimi yoksa hayatla kurduÄŸumuz iliÅŸkiyi mi sekteye uÄŸratırız? DiÄŸer yandan durma eyleminin özellikle bu olaÄŸanüstü durumla baÅŸ etmek için sanatı araç edinen sanatçılar bakımından pek mümkün olmadığı da söylenebilir. Geçinmek için durma seçeneÄŸi olmayanlar hakkında ise söz söylemeye ÅŸimdilik gücüm yetmeyecek.

 
----------------------------

Dipnotlar

[1] Ä°zole Project sanatçılarıyla yapılan röportajda, projenin sanatçılar için ne ifade ettiÄŸi hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Eda YiÄŸit, “Ä°zole Project Sanatçıları Antikorlarını Anlatıyor”, Karşı Sanat Blog, 2020 <http://www.karsi.com/izole-project-sanatcilari-antikorlarini-anlatiyor> [eriÅŸim 11 Eylül 2020].

 

[2] Yazını devamında Orta Hareketi hakkında detaylı bilgiyi bulabilirsiniz.

 

[3] Anonim, “Korona Günlerinde FotoÄŸraf”, Korona Günlerinde FotoÄŸraf, 2020 <https://www.koronagunlerindefotograf.com> [eriÅŸim 19 AÄŸustos 2020].

 

[4] Korona Günlerinde FotoÄŸraf görsel bellek çalışması editör ekibi içerisinde Arzu Arbak, Aykan Özener, Aylin Leblebici Öztürk, Dora Günel, Eda YiÄŸit, Emin Altan, Esin Koç, Fadime Aygün, Fethiye Özdal, Gamze Toksoy, Gölnur Cengiz, Gülay Kayacan, Gülbin Özdamar Akarçay, Günseli Baki, Handan Tunç, Handan Saygon Dayı, Hüseyin Yılmaz, Ä°mren DoÄŸan, Ä°smail Gökçe, Kamuran FeyzioÄŸlu, Kemal Cengizkan, Mehmet Kaçmaz, Murat Germen, Neriman Polat, Orhan Cem Çetin, Özcan Yaman, Özcan Yurdalan, Serkan Çolak, Sevil Alkan, Silva Bingaz, Sinan Kılıç, Yusuf Aslan ve Yücel Tunca bulunmaktadır.

 

[5] FotoÄŸrafçı, bu çalışmaya, editörlü bir ortak üretim süreci olduÄŸunu kabul ederek katılan, fotoÄŸraf makinesi kullanarak ya da cep telefonu da dahil olmak üzere her türlü görüntü kaydedici araçla fotoÄŸraf üreten kiÅŸidir.

 

[6] Arzu Arbak, AyÅŸecan Kurtay, Beyza Boynudeli, Füruzan ÅžimÅŸek, Işıl Güleçyüz ve Nur Gürel sanatçı ekibini oluÅŸturmaktadır.

 

[7] “Kusurlu Bakış/Imperfect Glance”, Labirant Sanat, 2020 <https://www.labirentsanat.com/kusurlu-bakis> [eriÅŸim 1 Eylül 2020].

 

[8] Rubber Hammer kadrosunda Eda YiÄŸit ve Orhan Cem Çetin yer almaktadır. Rubber Hammer hakkında detaylı bilgi için “Rubber Hammer”, 2018 <https://rubberhammer.art.blog/portfolio/> [eriÅŸim 7 Nisan 2019]. Ayrıca sosyal medya hesapları: https://www.facebook.com/notrubberhammer/ ve https://www.instagram.com/notrubberhammer/

 

[9] Dertler ve Çareler Müzesi: Rubber Hammer çatısı altında biriken, paylaşılan dert dinleme pratiÄŸi karşılığında birer minnet niÅŸanesi olarak bırakılmış armaÄŸanların depolandığı, dertleri anonimleÅŸtiren müzedir.

 

[10] Omuz, kendini ÅŸöyle tanımlar: Karşılıksız kaynak paylaşımının aciliyetine ve dayanışmaya inanan bir grup kültür sanat emekçisinin baÅŸlattığı, devamlılığının hepimizin desteÄŸi ile mümkün olacağı gönüllü bir harekettir. COVID-19 sürecinde daha da görünür hâle gelen ekonomik eÅŸitsizlik ve güvencesizlik ortamında dayanışma ağını güçlendirmek amacıyla kurulmuÅŸtur. Görsel sanatlar alanında çalışan ve üretenler arasında bir paylaşım ağı olan Omuz, maddi destek almak isteyenleri destek saÄŸlamak isteyenlerle bir araya getirir. Omuz I. dönem kolaylaÅŸtırıcıları: Banu CennetoÄŸlu, Saliha Yavuz, Sevim Sancaktar, Yasemin Özcan, Yavuz Parlar. Omuz II. dönem kolaylaÅŸtırıcıları: Aslı Özdoyuran, Ayça Telgeren, Civan ÖzkanoÄŸlu, Saliha Yavuz, Sevim Sancaktar’dır. “Omuz”, Omuz, 2020 <https://omuz.org/ > [eriÅŸim 13 Temmuz 2020].

 

[11] Ek olarak SAHA Sürdürülebilirlik Fonu'ndan faydalanılarak ikinci döneme aktarılmak üzere 20 kiÅŸiye SAHA + üyelik programı tarafından destek saÄŸlandığı açıklanmıştır. Omuz, “Omuz Dayanışma ve Paylaşım Ağı Ä°kinci Dönemi BaÅŸladı”, Unlimited, 2020 <https://www.unlimitedrag.com/post/omuz-dayanisma-ve-paylasim-agi-ikinci-donemi-basladi> [eriÅŸim 12 AÄŸustos 2020].

 

[12] “Sanatçı Destek BirliÄŸi”, Sanatçı Destek BirliÄŸi, 2020 <https://www.instagram.com/sanatcidestekbirligi/> [eriÅŸim 23 AÄŸustos 2020].

 

[13] Her sanatçının eserlerini maksimum £200/1750TL’ye satışa açması ve satışları toplam £1000/8750TL’ye ulaÅŸtığında bir baÅŸka sanatçıdan bir iÅŸ satın alması gerekmektedir. Katılım için her sanatçının kendi instagram sayfasında yapacağı paylaşımlarda kullanacakları #hashtaglar ile iÅŸler aynı sayfada görünmektedir. Astist Support Pledge &Sanatçı Destek BirliÄŸi için @artistsupportpledge #artistsupportpledge @sanatcidestekbirligi #sanatcidestekbirligi #destekverdestekal #comertvebirlikte #bagimsizsanatcigirisimi

 

[14] “Ortanormal #9: Sanatçı Destek BirliÄŸi / Artist Support Pledge Deneyimi”, Orta Format Dergi, 2020 <http://ortaformat.org/ortanormal-9-sanatci-destek-birligi-artist-support-pledge-deneyimi-29> [eriÅŸim 9 Eylül 2020].

 

[15] “Tiyatro Kooperatifi”, Tiyatro Kooperatifi, 2020 <http://www.tiyatrokooperatifi.org/> [eriÅŸim 2 Eylül 2020].

 

[16] “Ortanormal #6: Tiyatro Alanında Sosyoekonomik Bir Örgütlenme Modeli Olarak Kooperatif Deneyimi”, Orta Format Dergi, 2020 <http://ortaformat.org/tiyatro-alaninda-sosyoekonomik-bir-orgutlenme-modeli-olarak-kooperatif-deneyimi-29> [eriÅŸim 2 Eylül 2020].

 

[17] Grup isminin mucidi yıllar önce ortahareketi hashtagini kullanarak sosyal medya emek bağışı çaÄŸrısı yaparak paylaşımlarda bulunan Orhan Cem Çetin’dir. Orta Hareketi, bu öneriyle ÅŸekillendiÄŸi için bu isim kullanılmaya karar verilmiÅŸtir.

 

[18] “Cengaver Dayanışma Fonu”, 2020 <https://www.instagram.com/cengaverdayanismafonu/> [eriÅŸim 2 Eylül 2020].

 

[19] Benzer bir saptama raporda yer almaktadır: “Merkezi ve yerel yönetimler, kültür-sanat alanına ve yaratıcı endüstrilere yönelik tedbirleri, alanda faal olan özel sektör destekli veya bağımsız kültür kurumları, vakıflar, dernekler, sendikalar, kooperatifler, meslek birlikleri, bağımsız inisiyatifler ve sanatçılar ile tasarımcıların öncelikleri doÄŸrultusunda almalıdır. Bu süreçte Oyuncular Sendikası, Tiyatro Kooperatifi ve Yayıncılar BirliÄŸi gibi bağımsız oluÅŸumlar ve tüm alanlardan kültür kurumları, meslek birlikleri ve sanatçıların hazırladığı öneriler öncelikli ihtiyaçları belirlemede etkili olacaktır.” ”Pandemi Sırasında Kültür Sanatın BirleÅŸtirici Gücü ve Alanın Ä°htiyaçları (Ä°stanbul: Ä°stanbul Kültür Sanat Vakfı, 2020) <https://www.iksv.org/i/assets//iksv/documents/Pandemi_Sirasinda_Kultur_Sanatin_Birlestirici_Gucu_ve_Alanin_Ihtiyaclari_Nisan_2020.pdf>.

 

[20] 2021 yılının ilk yarısında tamamlanması planlanan 9 sergi ve araÅŸtırma projesi ile 12 güncel sanat eseri ya da sanatçı kitabının yanı sıra, SAHA’nın 35 yaÅŸ altı genç sanatseverlere özel SAHA+ üyelik programının destekçileri ise, Covid-19 sürecinde daha da görünür hâle gelen ekonomik eÅŸitsizlik ve güvencesizlik ortamında dayanışma ağını güçlendirmek amacıyla kurulan Omuz’un ikinci döneminde 20 sanat emekçisine destek saÄŸlamıştır. “SAHA Sürdürülebilirlik Fonu: Covid-19”, SAHA DerneÄŸi, 2020 <http://www.saha.org.tr/projeler/proje/saha-surdurulebilirlik-fonu-covid-19> [eriÅŸim 2 Eylül 2020].

 

[21] “Sanat Dünyasında Dayanışma Pratikleri”, Unlimited Drag, 2020 <https://www.unlimitedrag.com/post/sanat-dünyasında-dayanışma-pratikleri > [eriÅŸim 2 Eylül 2020].

 

[22] Ä°pek Çınar, Åžener Soysal, ve Eda YiÄŸit, “Orta Normal”, Orta Format Dergi, 2020 <http://ortaformat.org/guncelleme-29-ortanormal> [eriÅŸim 2 Eylül 2020].

 

[23] Fatih Gençkal, “Sohbetler, Dünyadan Sanatçılarla 21 röportaj”, A Corner In The World, 2020 <https://conversations.acornerintheworld.com/Home-TR> [eriÅŸim 2 Eylül 2020].

 

[24] https://muzik.iksv.org/tr/haber/istanbul-muzik-festivali-stoneline-isbirligiyle-muzisyen-destek-fonu-nu-hayata-geciriyor?fbclid=IwAR3ayf0V391UdGOBGk46NTjzT2rgAGf_z4uIFg4KDJBl0KxTDNTFX8YVrmg

 

Kaynakça

Anonim, “Korona Günlerinde FotoÄŸraf”, Korona Günlerinde FotoÄŸraf, 2020 <https://www.koronagunlerindefotograf.com> [eriÅŸim 19 AÄŸustos 2020]

​

“Cengaver Dayanışma Fonu”, 2020 <https://www.instagram.com/cengaverdayanismafonu/> [eriÅŸim 2 Eylül 2020]

​

Çınar, Ä°pek, Åžener Soysal, ve Eda YiÄŸit, “Orta Normal”, Orta Format Dergi, 2020 <http://ortaformat.org/guncelleme-29-ortanormal> [eriÅŸim 2 Eylül 2020]

​

Gençkal, Fatih, “Sohbetler, Dünyadan Sanatçılarla 21 röportaj”, A Corner In The World, 2020 <https://conversations.acornerintheworld.com/Home-TR> [eriÅŸim 2 Eylül 2020]

​

“Kusurlu Bakış/Imperfect Glance”, Labirant Sanat, 2020 <https://www.labirentsanat.com/kusurlu-bakis> [eriÅŸim 1 Eylül 2020]

​

“Omuz”, Omuz, 2020 <https://omuz.org/ > [eriÅŸim 13 Temmuz 2020]

———, “Omuz Dayanışma ve Paylaşım Ağı Ä°kinci Dönemi BaÅŸladı”, Unlimited, 2020

<https://www.unlimitedrag.com/post/omuz-dayanisma-ve-paylasim-agi-ikinci-donemi-basladi> [eriÅŸim 12 AÄŸustos 2020]

​

“Ortanormal #6: Tiyatro Alanında Sosyoekonomik Bir Örgütlenme Modeli Olarak Kooperatif Deneyimi”, Orta Format Dergi, 2020 <http://ortaformat.org/tiyatro-alaninda-sosyoekonomik-bir-orgutlenme-modeli-olarak-kooperatif-deneyimi-29> [eriÅŸim 2 Eylül 2020]

​

“Ortanormal #9: Sanatçı Destek BirliÄŸi / Artist Support Pledge Deneyimi”, Orta Format Dergi, 2020 <http://ortaformat.org/ortanormal-9-sanatci-destek-birligi-artist-support-pledge-deneyimi-29> [eriÅŸim 9 Eylül 2020]

​

Pandemi Sırasında Kültür Sanatın BirleÅŸtirici Gücü ve Alanın Ä°htiyaçları (Ä°stanbul: Ä°stanbul Kültür Sanat Vakfı, 2020)

<https://www.iksv.org/i/assets//iksv/documents/Pandemi_Sirasinda_Kultur_Sanatin_Birlestirici_Gucu_ve_Alanin_Ihtiyaclari_Nisan_2020.pdf>

​

“Rubber Hammer”, 2018 <https://rubberhammer.art.blog/portfolio/> [eriÅŸim 7 Nisan 2019]

“SAHA Sürdürülebilirlik Fonu: Covid-19”, SAHA DerneÄŸi, 2020 <http://www.saha.org.tr/projeler/proje/saha-surdurulebilirlik-fonu-covid-19> [eriÅŸim 2 Eylül 2020]

​

“Sanat Dünyasında Dayanışma Pratikleri”, Unlimited Drag, 2020 <https://www.unlimitedrag.com/post/sanat-dünyasında-dayanışma-pratikleri > [eriÅŸim 2 Eylül 2020]

​

“Sanatçı Destek BirliÄŸi”, Sanatçı Destek BirliÄŸi, 2020 <https://www.instagram.com/sanatcidestekbirligi/> [eriÅŸim 23 AÄŸustos 2020]

​

“Tiyatro Kooperatifi”, Tiyatro Kooperatifi, 2020 <http://www.tiyatrokooperatifi.org/> [eriÅŸim 2 Eylül 2020]

​

YiÄŸit, Eda, “Ä°zole Project Sanatçıları Antikorlarını Anlatıyor”, Karşı Sanat Blog, 2020 <http://www.karsi.com/izole-project-sanatcilari-antikorlarini-anlatiyor> [eriÅŸim 11 Eylül 2020]

​

Bu yazı, Birikim dergisinin 380. sayısında Aralık 2020'de yayınlanmıştır. 

​
10.jpg

e-bülten kayıt ol

  • Siyah Vimeo Simge
  • Siyah Instagram Simge
  • Siyah SoundCloud'a Simge

Kayıt olduÄŸunuz için teÅŸekkürler!

© 2021 Eda YiÄŸit

bottom of page